30 Ağustos tarihi, milletimiz ve dünya için özel ve derin bir anlama sahiptir. Birinci dünya savaşı sonrası, Anadolu topraklarını işgal etmeye kalkanlara karşı verilen istiklal Savaşı, bu tarih itibariyle milletimizin kesin zaferiyle son bulmuştur.
30 Ağustos zaferinin yokluk ve yoksulluk şartlarına rağmen nasıl bir destanî mücadele ile kazanıldığına tarih ve dünya şahittir.
Dönemin sömürgeci devletleri zenginliklerine, üstün savaş teknolojilerine rağmen, Milletimizin karar, azim ve iradesi karşısında yenilmişlerdir. Yirminci yüzyıla işgal altında giren milletler, Türk milletinin imanla, inançla verdiği İstiklal Savaşına ve onun kesin zaferine şahit olmuşlar, aynı yoldan giderek bağımsızlıklarını kazanmışlardır. Bu nedenle; 20. yüzyılda sömürgeciliğin son bulmasında 30 Ağustos tarihinin önemli bir yeri, milletimizin de buna önderlik etmek gibi haklı bir gururu vardır.
Şehit olma pahasına esaret prangalarını parçalayarak, gelecek nesillerin hür ve bağımsız yaşamasını sağlayan ecdadımızın fedakârlıkları, hiçbir dünyevi nimetle kıyaslanmayacak kadar önemli ve değerlidir.
Bu zafer; Türk Milletinin zorlukların üstesinden gelme kabiliyetinin en güzel örneklerinden biridir. Bu zafer; Anadolu'nun ebedi Türk yurdu olmasını da perçinlemiştir.
Asırların muhterem mücadeleleri sonucunda kazanılmış olan kutlu vatan toprakları üzerinde, bağımsız ve onurlu bir şekilde var olabilmek için gösterilen üstün çaba, bugün bizim yolumuzu aydınlatan en önemli manevi kaynaklarımız arasındadır.
Bu duygu ve düşüncelerle tüm halkımızın 30 Ağustos Zafer Bayramını kutluyor, bu topraklarda hür ve kendi bayrağımız altında yaşamamızı kanları ve canları pahasına sağlayan başta Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi bir kere daha rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.