ŞEBİNKARAHİSARLILARA AÇIK MEKTUP

22 Temmuz 2007 tarihinde TBMM 23. dönem üyelerini belirlemek için demokrasinin gereği vatandaşlarımız özgür iradesiyle kendileri adına kararlar alacak vekillerini seçmek için sandık başına gitmişlerdi. Seçilen milletvekilleri halktan temsil yetkisini alarak milletin meclisinde millet adına temsil yetkisini aldılar. İşte Giresunlularda kendilerini temsil edecek vekillerini seçerek Ankara'ya göndermişlerdi.

Bir makam ve mevkide söz sahibiyseniz özellikle de temsil yetkisine sahip vekilseniz, seçmenize verdiğiniz vaadlerle onların güvenini kazanmışsanız, vatandaşta kendi yetkilerini sandık aracılığıyla size vermişse, seçilen vekil olarakta temsil yetkisinin yanında ayn› zamanda temsil sorumluluğunun tüm gereklerini omuzlarınıza almışsınız demektir. Genel seçimlerin üzerinden yaklaşık olarak dört buçuk yıl geçti. 2011 genel seçimleri için şafak karanlıktan aydınlığa gebe.Şebinkarahisarlı hemşehrilerimiz 2007 genel seçimlerinde Şebinkarahisarın sesi soluğu, gözü kulağı olsun diye vekillerini seçti ve başkente gönderdi. 2007 genel seçimlerinden sonra köprünün altından çok sular geçti, daha önceki genel seçimlerde olduğu gibi 2007 genel seçimlerinde de çokça vaadler verildi. Dört buçuk yılda vekillerimiz ilçemizi ne kadar temsil edebildi, verdikleri sözlerin ne kadarını yapabildiler. Hiç şüphesiz Şebinkarahisalılar 2011 seçimlerinde bunları değerlendirmesini yapacaktır.

2011 genel seçimleri için ufuk göründü karanlık aydınlığa gebe dedik ya. Vekillerimiz yeni vaadlerde bulunmak için Şebinkarahisarlıların karşısına çıkıcak. Gerçi değişen hiç bir şey olmayacak. Yine sayın vekillerimiz sadece seçim çalışmaları için kendilerini gitmek zorunda hissettiği Şebinkarahisar'a gelmek isteyecek. Kendisine bile geçit vermeyen Eğribel'i görecek, bir iki saatliğinede olsa mahsur kaldıığı Eğribel'de mahsur kalmanın ne demek olduğunu anlar gibi görünecek, ama Yıllardır Şebinkarahisar, Alucra ve Çamoluk halkının Eğribel'den neler çektiğini, nice canların Eğribel'de ambulasın içinde can verdiklerini ne görecek ne duyacak, ne de bilecek.

Şebinkarahisar'a gelecekler. Meydanlarda, kahvehanelerde söz üstüne söz verecekler. Seçildiklerinde ise Şebinkarahisar neresiymiş, oradaki insanlar kim miş, onlara ne vaadlerde bulunmuştum. Ankara'ya gittiğinde hafızasını sıfırlayacak, hiç birşeyi hatırlamayacaklar. Göstermelik olsada illik davasını destekleyecekler, il olacak ilçeler arasında Şebinkarahisar ilk sırada yerini alacağını söyleyecekler. Osmanlıya sancak beyliği yapmış tarih şehri Şebinkarahisar'ı hem kültür hem de turizm alanında etkili bir şekilde tanıtılarak adeta vadinin lideri olacağını, Şebinkarahisar'a, bölge il ve ilçelerin de faydalanacağı bölge hastanesi yapılacağını böylelikle başta Şebinkarahisar olmak üzere tüm vadinin sağlık alanındaki sıkıntıları giderilmiş olacağını söyleyecekler.

Türkiye'nin her yerine duble yol yapılacak, 40 km lik İstanbul-Şebinkarahisar yolu ödenek yok bahanesiyle görmezden gelecekler, Meslek Yüksekokulunu bize bağlayın ilk fakülte sizin açıklamasında bulunacaklar. Daha sonra bir bahane uyrurarak “Ey Şebinkarahisarlılar fakülte olması için mutlaka öğretim kadrosunu olması lazım. Öğretim kadrosunu konusunda sıkıntılar var, siz öğretim üyelerini bulun, fakülteyi ben size getireceğim, söz veriyorum.” demeçlerini vermeye devam edecekler.O kadar büyük mü büyük saygı değer büyüklerimiz de, Şebinkarahisar'a bölünmüş yol yapılacak sözünü verecekler. Bu söz üzerine Şebinkarahisarlılar olarak şehir içinde bölünmüfl yol yapılacak, ilçemizin çehresi modern bir görüntüye kavuşacak diye sevindikçe sevinecek. Ama nedense sevinçleri bir türlü kursaklarından geçmeyecek. Alışkınız be kardeşler kandırılmaya denilerek sineler palam çarça olsada yinede yarım kalan seviçler çekilecek sinelere.

Gelin ey Şebinkarahisarlılar! temsil yetkisini omuzlarına alan saygı değer vekillerimizin bazılarının isimlerini dahi bilmesekte, ilçemize geldiklerini görmesekte, ilçemizin sorunlarıyla ilgili mecliste bir çift söz etmeselerde, Şebinkarahisar neresi, ilçe halkı ne yiyor ne içiyor, nasıl geçiniyor, esnafın, çiftçinin, köylünün yaşlının, gencin, öğretmenin öğrencinin durumları nasıl, ilçe sağlık konusunda ne durumda, hastalara müdahale edecek makine ve cihazlar var mı, eğitim ne alemde, okullardaki öğretmen sayısı ve sınıflar yeterli mi, köylerde eğitim ve öğretimin durumu nedir, köylere yeteri kadar hizmet gidiyor mu, köylerde eskisi gibi neden tarım ve hayvancılık yapılmıyor, sorularına cevap vermeselerde vefakar ve cefakar Şebinkarahisarlılar olarak gelin hep birlikte saygı değer vekillerimizin YAPMADIKLARI hizmetleri karşısında onları ayakta alkışlayalım mı(!) Alkışlayalım ki 2011 genel seçimlerinde ilçe meydanında Şebinkarahisar halkının karşısına çıkmaya yüzleri olsun.

Bir zamanlar vadinin hakimi olan ilçemizin şimdilerde nasıl kaderine terkedildiğini bir türlü GÖRMEK İSTEMEDİKLERİ için alkışlayalım.(!) Giresun'un Şebinkarahisar adında ilçesi olduğunu, bu ilçeye ekonomik adına, sanayi adına, turizm adına hiçbir şeyin yapılmadığını, bu ilçenin bir zamanlar 36 bin nüfusu varken şimdilerde 13 nüfusa düştüğünü, on yıl sonra ilçe nüfusunun iki bin beş yüze düşeceğini göremeyenleri alkışlayalım. (!)

Halkımız bizi ilçemize hizmet yapmamız için seçti. İlçemize hizmet etme noktasında siz saygı değer vekillerimizden yeteri kadar destek göremiyoruz. Ya hizmet edilecek ya da benden bu kadar istifamı Şebinkarahisarlılar sunuyorum. Şebinkarahisar'a hizmeti makan ve mevkiden üstün görüyorum diyecek kararlı yerel siyasetçilerimizi de alkışlayalım (!) ilçemize okumak için gelen öğrencileri cüzdanlarını şişirme vasıtası olarak görmek isteyen bir avuç fırsatçıların, ilçemizin adını nasıl kirlettiklerini alkışlayalım. (!) Gurbetten sılaya gitmenin verdiği mutluluğu daha otobüse binmeden kendisine zehir edenleri, oturacağı koltuğun kendisinden başka müşterininde olduğunu gören Ahmet ağanın o durumda onurunu, gururunu hiçe sayan güya kendi çapında hizmet ettiğini sanan gözünü para bürümüşleri de alkışlayalım. (!)

Öyle bir alkışlayalım ki alkışlarımız Şebinkarahisar'da, Giresun'da, Ankara'da duyulsun. Duyulsun ki ceylan kolkutlarda oturanların kulaklarını çınlatsın. Duyulsun ki saygı değer büyük mü büyük olan büyüklerimizin kulaklarını çınlatsın. Duyulsun ki garip gurebanın paranısı nasıl indiri gandi ederim derdine düşen, gözünü para bürümüş fırsatçıların da kulaklarını patlatırcasına çınlatsın.

VEDAT YAVUZ