• BIST 10057.25
  • Altın 3038.428
  • Dolar 34.8698
  • Euro 36.7145
  • Ankara 5 °C
  • İstanbul 9 °C
  • İzmir 13 °C
  • Giresun 9 °C
  • ŞEBİNKARAHİSARLILAR YARDIMLAŞMA DERNEĞİN’DEN TERÖR OLAYLARINA KARŞI ÇOK SERT AÇIKLAMA
  • ORDU-GİRESUN HAVALİMANI TURİZMİ CANLANDIRDI
  • ALİ KARANCI YAZDI ‘’YAPBOZ DEĞİL, PLANLI PROJELİ’’
  • RAMAZAN’DA GÖNÜLLERE UZANACAK SICACIK EL ŞEBİNKARAHİSARLILAR YARDIMLAŞMA DERNEĞİ’NDEN
  • AK PARTİ GİRESUN’DA SEÇİM SONUÇLARINA İTİRAZ ETTİ

ALUCRA'YA İNEN İLK UÇAK..

ALUCRA'YA İNEN İLK UÇAK..
ALUCRA'YA (TÜRKİYE'YE)İNEN İLK UÇAK...

 

Ülkemizin İlk Ateş Gücene Sahip Olduğu Uçağı)17 Haziran 1917 de bir Rus uçağı mecburi iniş yapıyor, sonra neler mi oluyor?

1950 yılında Alucra'da doğdum. 1920 yılında Alucra'da doğan bir babanın çocuğuyum. Dedem, “Salih Bulutcu”, Alucra'nın, ilk olduğu kesin olarak belirlenememesine rağmen bilinen ilk belediye başkanıdır. Ailem Alucranın şehirleşmesine ( özellikle belediye olmasına) önemli katlılarda bulunmuş ve amcam Mehmet Bulutcu Alucranın ikinci belediye başkanlğını yürütmüştür.

Çocukluğumu geçirdiğim 1950/1960 yıllarının aileleri büyük aile yapısını korumakta idi. Bu yapı daha sık bir araya gelmemizi ve geçmişi büyüklerimizden öğrenmemize çok yardımcı oldu. İki halam vardı. Babannem küçük halamı doğururken 1924 yılında ölünce 1901 doğumlu büyük halam hem 4 yaşındaki babam hem de küçük halam için hem abla hem de ana olmuştu.

Geçmişi daha iyi bilen büyük halam benim için çok önemli idi. Yaramazlık yaptığımızda sığındığımız ilk kişi idi. Çünkü babam onu kırmazdı, üstelik halam çok iyi hikaye anlatırdı ve her zaman yaşıtlarımı etrafında toplardı. Onu çok sever ve hep yanımızda olsun isterdim. Bize masallar anlatırken ağzından bal akardı sanki. Ancak bazen kendi çocukluk anılarını da anlatırdı. Özellikle 1. Dünya savaşı sırasında karşlaşılan açlıkla ilgili birçok olay anlatmıştı. Ancak anlattığı bir anı çok dikatimi çekmişti. Bu Alucra'ya inen bir uçakla ilgili idi ama açlıkla da ilgisi vardı. Olayı şöyle anlatmıştı.


“Bir gün bir Rus uçağı mal pazarına (Günümüzde köprübaşı mevkiindeki bu alanda sanayi yer almaktadır) indi. İçindekiler esir alındı ve uçak orada 2 yıl kaldı ve sonra Suşehrine götürdüler. Herkez gibi ben de daha önce hiç görmediğimiz bu nesneyi görmeye gittik. Uçak ilginçti ama daha ilginç şey pilot koltuğunun yanındaki bir kutu yiyecekti. Daha önce görmediğimiz bu yiyeceğin daha sonra bisküvi olduğunu öğrendik. Bizde açlık kol gezerken onlar bisküvilerini yiyerek bizi havadan bombalıyordu.”



Bu olayı sadece halamdan duymuştum ama başka hiç kimse bu olaydan bahsetmemişti. Acaba masalcı halam bize bir masal mı uydurmuştu. Bu olayın doğruluğunu 4 sene önce internette Alucra ile ilgili bilgileri tararken gördüm. Genel Kurmay Başkanlığına ait bir sitede 17 Haziran 1917 de Bir Rus uçağının Alucra'ya mecburi iniş yaptığı yazılı idi. Bu uçak Suşehrine götürülmüş ve daha sonra kurtuluş savaşında kullanılmış. Bu yazıyı hazırlarken aynı siteyi yine aradım ama bulamadım. Ama farklı iki kaynak buldum. Tarihlerde farklılık olmasına karşılık olay aynı idi.

www.Teyyareci.com daki bilgi şöyle:

“30 Haziran'da (1917) Godron tipi çift motorlu Rus uçağı Kelkit zannederek yanlışlıkla Alucra'ya indiğinden sağlam olarak ele geçirilmiş, pilot ve rasıtı (nişancısı) esir edilmişti. Uçağı Astsubay Vecihi uçurarak Şehrine getirmişti”.

Diğer bir internet sitesindeki (hackhell.com) bilgi biraz farklı ama daha ayrıntılıdır. “Caudron G.4, Fransız Askeri Havacılığının (Aviation Militaire) ileri ateş edebilen bir makinalı tüfeğe sahip daha güçlü bir uçak talebi üzerine üretilmiştir. İki pistonlu motorla (2 adet 80HP Gnome leRhone veya 2 adet 100HP Anzani) donatılmış bu uçak daha uzun bir menzili olduğu gibi burun kısmında da bir rasıt-nişancı taşımaktadır.

Makinalı tüfek hareketli bir şasi üzerine monte edilmiş 7mm Hotchkiss veya Lewis idi ancak bu donanım arkadan saldıran avcı uçaklarına karşı koruma sağlamıyordu. Bazı G.4 lerde de yüksek irtifa keşif uçuşları için kamera bulunuyordu. İlk uçuşunu Mart 1915 de yapan G.4 lerden 1409 adet üretilmiştir. Caudron'a ilaveten Bleriot ve SPAD tarafından da lisans altında üretilmişlerdir. Ancak hızla ilerliyen havacılık karşısında 1916'dan itibaren yetersiz kalmaya başlamışlardır.

Osmanlı Silahlı Kuvvetlerinin elindeki tek örnek 30 Haziran 1917'de Kafkas cephesinde Alucra'da motor arızası nedeniyle Türk hatlarına mecburi iniş yapan iki makinalı tüfekle donatılmış bir Rus uçağıdır. Bu uçak Vecihi Hürkuş tarafından uçurularak Suşehri'ne getirilmiştir. Türkiye'nin ilk çift motorlu uçağıdır.

Aşağıdaki resmin Alucra'da çekilmiş olması muhtemeldir.




Uçağın daha net resmi aşağıdadır.




Ülkemize gelen ilk uçağın 15 Mart 1912 de, Sultan Reşadın tahta çıkma yıldönümü törenlerinde Osmanlı Ordusuna katıldığı göz önüne alınırsa Alucra'ya düşen bu uçağın ne kadar önemli olduğu anlaşılabilir. Üstelik bu uçak sadece gözlem yapmıyor aynı anda ateş gücüne de sahip olduğu için savaşa da katılıyor. Gökten Alucra'ya ve ülkemize gelen iyi bir hediye. Hele o devirde böyle bir uçağı parası ile bile almak mümkün değilken.

Prof. Dr. Nusret Bulutcu

K.alucrahaber

Bu haber toplam 3188 defa okunmuştur
  • Yorumlar 1
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Diğer Haberler
    Tüm Hakları Saklıdır © 2006-2015 Şebin Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.